27 Mart 2012 Salı

Bir İnsan Ömrünü Neye Vermeli?




İlk defa bir yazının adı var, kendi yok.
Aklım ereli beri düşündüğüm bir konu. Bir insan ömrünü neye vermeli?
Şarkısı da dilime dolandı da geçen gün, hadi dedim Derya .
...
Tam da başlığı hazır, kendisi meydanda olmayan yazıyı yazmaya hazırlanıyordum ki birden gözümün önüne Pulitzer ödüllü bir fotoğraf geldi. Manevi babam dediğim büyüğümün eczanesinin duvarında asılıydı bu fotoğraf. 
Derken dün akşam Coşkun Aral'ın konuk olduğu programda da gösterilmesin mi ? Bazen kalemi başkası tutuyor sanki.. Yazmak farz oldu.
(Çok şey söyler ya bir fotoğraf çoğunlukla, işte ondan. Fotoğrafı başka bir yazı da paylaşacağım.Üzücü bir fotoğraf.)
...

Aslına bakarsanız sevgili okur, çok bıçak sırtı bir konu. Beni kimler okuyor bilmiyorum. 
Gücenenler olabilir, kırılanlar olabilir. Kendiyle yüzleşmekten korkanlar olabilir.
Ben içimden geçenleri yazayım hadi. 
Güleryüzlü bir yazı olsun.
...

Manevi babamın kendine ait bir sözü var. ''Ne kadar kendinsen, o kadar mutlusun.''
Ne kadar , kaç metre, kaç kilo kendimiziz?
Kendimiz için mi, annemiz için mi, eşimiz, işimiz, komşumuz için mi ? Kimin için birçok şey?
Bırak ömrünü, bugününü kime verdin?

...

Bizim ülkede bu yaşımda edindiğim şudur ki, kendini sevdiği herhangibir şeye adayana deli derler. Boş adam derler. Bu insanların saçı sakalı uzunsa bir de, pasaklı damgasını yerler ki ne ilgisi var hala anlamış değilim.
Bir şeyi çok sevme hakkın asla yoktur. Yurdum insanı, en sevgili varlığı olan çocuğunu bile sevmeyi göstermesini bilmezken,  bunu yapmaya korkarken, aslında ıskalarken -bu yazıyı burda kessem mi :) - neyi de tartışıyoruz bilmem ki...
Benim başucu kitabım der ki :

<< Büyükler sayılara bayılırlar. Yeni bir arkadaş edindiniz diyelim; onun hakkında hiçbir zaman asıl sormaları gerekenleri sormazlar. ''Sesi nasıl?'' demezler örneğin, ya da ''Hangi oyunları sever? Kelebek koleksiyonu var mı? '' diye sormazlar. Onun yerine, ''Kaç yaşında?'' derler. ''Kaç kardeşi var? Kaç kilo? Babası kaç para kazanıyor?''  Ancak bu sayılarla tanıyabileceklerini sanırlar arkadaşlarınızı. Eğer büyüklere  ''Güzel bir ev gördüm, kırmızı tuğlalı; pencerelerinden sardunyalar sarkıyor, damında ise kumrular var.'' derseniz,  nasıl bir evden söz etmekte olduğunuzu bir türlü anlayamazlar.  Ne zamanki onlara  ''Yüz milyonluk bir ev gördüm.''  dersiniz,  işte o zaman size '' Oo ne kadar güzel bir evmiş.''  derler gözlerini koca koca açıp. >>   *

Daha büyük bir ev, yeni model araba, modası geçti daha yeni model araba, falancada olan modelden filan, filancada olup da sende olmazsa olmaz fişman.
Bak bahar geldi. Çimenlere yayıl, sevdiğin sanki bugün daha mı güzel ne?
Güneş nasıl da ısıtıyor, bütün kış bu anı beklemiştin. Zaten yaz gelip de güneş iyice canlanınca , ''Kış gelsin gıkım çıkmayacak, söz.'' diye söylenmene şunun şurasında ne kaldı?
Banklar ne rahat, bir  de  denize karşıysa. Üstelik bedava.. Ama tam karşıdaki kafede görünmek (!) gerek.
Bazen gitmek, bazen görünmek istenebilir. Gidene sözüm yok :)

''Bir insan ömrünü neye vermeli?
Tükenip  gidiyor ömür dediğin.''

...

Çiçeklerin adlarını hatırla, renklerini . (Türkiye 4.sü hatırlayamadı da cümle aleme rezil oldu:) )
Sokak adlarının öyküsünü merak et. (İlgili yazı yoldadur:) )
Yaşadığın şehirle ilgili önemli insanları,eski binaları,hikayeleri, olayları bil.
Sözünü müziğini sen yazmadın biliyorum ama ''o senin şarkın.''  (olsun :) )
Ofsaytın ne olduğunu öğrenmeye çabala. (Kadınım, sözüm sana)
Iskalama bence çocukların sana her ne anlatacaksa. Komik olmasa da gül, hatta kahkahalarla. Çocukları önemse.
Hiç tanımadığın birine gülümse. Sohbet et hatta.
En sevdiğin  şiiri ezbere bil.
Mutlaka bir hobi edin. Birden çok olsa ne ala. (iki a'nın üstünde de şapka var ama ben yapamıyorum. Ha bu arada şapkalar kalkmadı :) )
Türk halk müziğini sev.
Biriktir, at.
Hepsi sevmekle olacak işler farkında mısın sevgili okur?
Ve ne kadar çok şey geliyor akla? Hadi sen de söyle.
Renklenmekte fayda var!..Yüreğinin duvarlarına resim yap !..
Ver ömrünü , en azından bir gününü.
Elalem bir şey demeyecek söz, o da burayı okuyor. :)

...

''Yolda kalan da bir, yürüyen  de bir
Savrulup gidiyor, ömür dediğin.''

...

*Küçük Prens
Bu yazıyı yazarken neler dinledim?

                                         

6 yorum:

  1. yazara en güzel beğeni göstergesi son zamanların "like" ı değil,yazarın pasına karşılık mahiyetinde okuyanın yazmasıdır hissiyatımca.
    bu yuzden bence neleri sevebilir insan koskocaman dunyada ufacık polen tanesi sendromundan kurtulmak için:
    -en çok sevdiği yonetmeni bulabilir mesela;en sevdği yonetmenin filmleri arkadaşlarıyken içlerinden biri en yakın arkadaşı olur. en yakın arkadaşla dertleşme ihtiyacı gibi;o filmle kavuşma hissini sevebilir.
    -gunun en çok hangi saatini sevdiğini bulabilir mesela. gun batımından biraz onceyi severim ben.gokkubbenin en çok o rengini severim. eger bi de mutluluk dakikam o saate denk gelmişsse değme keyfime.
    -uzun yolda yanında oturana kucuk bi laf atıp sohbet kapasitesini tartttıktan sonra anlatmaya dinlemeye başlamayı sevebilir mesela. bir hayatından diğer hayata aktarılabilen güzellikler bulunabilir pekala.
    -bi de bence koku sevmeli insan ama dediğim suni olanlar değil. ben en çok canım ciğerim ananemle ortak favorimiz olan kavrulan kıyma kokusunu severim.
    -sevilenin en çok nesini sevdiğine karar verebilir insan,bole kimsenin göremiyeceği ayrıntılarını mesela,ben 3.ozel şahsın en çok burnunun altındaki dikiş izini severim.
    -küçük şeyleri severiz büyük olurlar,her şey olur her şey geçer sevilenler kalır.

    YanıtlaSil
  2. Ben de bugün bu yazıyı sevdim mesela, iş arasında ne iyi geldi bana...

    YanıtlaSil
  3. elifcancı'm ne güzel yazmışsın öyle. ılık ılık aktı vallahi içime..seveceğin bir yazı daha yazmaktı niyetim ; ama sanırım birazcık beklemeli:)
    sevgili cafenohutcu'm çok hoş sözleriniz..oleyy diye bağırmak , tra lay lom diye gezmek istedim :)) çok sevgiler!..

    YanıtlaSil
  4. "Yüreğinin duvarlarına resim yap"maya devam,
    hepsi gibi bu da güzel.

    YanıtlaSil
  5. Fikret abci'mden bir güzel(lik) yorum daha..Bu sabahının bi kısmını buraya ayırmanı çoook sevdim :)

    YanıtlaSil
  6. Daiva adında bir bayanın ifadesine rastladığımda evliliğimde cehennem yaşıyordum. Adamı onu onlarsız başka bir kadın için terk ettiği için ilişkisini Dr Ajayi adında bir büyücünün yardımıyla nasıl kurtarabildiğini anlattı. herhangi bir önemli yanlış anlaşılma var ama ataları tarafından kutsanan büyü uygulayıcısı Dr Ajayi, büyü yapma gücüne yardım etti ve adamı başına ne geldiğini bilmediğini söyleyerek geri döndü, ben de neredeyse benzer bir durumla karşılaşıyordum çünkü kocam bunu yapmak istiyordu boşanma davası açtım ama dağılmış bir yuva istemiyorum çünkü 15 yıldır birlikteyiz Daiva'nın ifadesini okuduktan sonra büyü uygulayıcısı Dr Ajayi ile temasa geçtim ve durumumu ona anlattım, bana yapılması gereken bazı şeyleri söyledi ve Büyüden bir hafta sonra talimatlarını yerine getirdim, kocam bana ve çocuklara yaşattığı acılardan dolayı üzgün olduğunu, hepimizin yanında olacağına söz verdiğini ve o zamandan beri barış içinde yaşadığımızı söyledi. Benimkine benzer bir sorununuz varsa veya hayatınızda herhangi bir sorun varsa, ister iş, ister okul, ister sağlıkla ilgili sorunlar olsun, büyü yapan Dr. Ajayi ile iletişime geçin, işi %101 garantilidir. E-posta: drajayi1990@gmail.com Viber veya Whatsapp: +2347084887094

    YanıtlaSil