8 Mart 2013 Cuma

Derry Ertekino Barselona 1

Sevgili gezgiç okurum  merhaba..
Bavul hazırlaması  için birini tutmayı hayatında en az bir kere düşünmüş sevgili okurum size de merhaba!..
Gecikmiş bir yazı daha..
Ekimde gittiğim Barselona'yı, martta kaleme alıyorum..
Pasaport kontrolünün hemen ardından başlayalım gezmelere..
...

Nereye gidersem gideyim, özellikle yurtdışıysa burası,  biraz bilinçli biraz da sürprizlere açık şekilde gezerim.
İnsan sadece yeni bir yer, bir kültür değil , biraz da kendini tanıyor.
Gitmeden kitaplar alırım, gezi bloglarını tararım.  Ekşi sözlük, uludağ sözlük (benim de yazarı olduğum)  yokken zaten ne yaparmışım belli değil.
Derken birsürü bilgiyle uçaktan iniyorum.
Hele de turla gitmişsem, gezi sonunda  rehber kıvamına geliyorum.
Ama yine de insanın bir şehri kendinin keşfetmesi ... O en güzel !..

...

Sevgili Ayça ve İhsan'ın konuklarıydık. Bir kere bu artı bir şans.
Kendileri hem akrabamız hem arkadaşımız olup, orada yaşayan şanslı ve başarılı mühendislerdir.
Bu seyahatten sonra , konukseverliğin sözlük karşılığı Ayça ve İhsan olsun diyorum.
...

Ertekin'le hedefimiz az zamanda çok yer görmek.
Herkes önceliklerini belirliyor.
Sizin de öyleyse, BAŞLAYALIM  haydi..
Yola koyuluyoruz.
...

Barselona, İspanya'nın  Katalonya özerk bölgesinin başkenti, büyük bir Akdeniz liman kenti.
Futbolda da kıyasıya mücadele ettiği şehir Madrid'den sonra ikinci büyük şehri İspanya'nın.
Katalanca , Barselona'nın resmi dili. Ancak resmi belgelerde ve etrafta göreceğiniz tabelalarda  hem ispanyolca hem katalanca kullanılıyor.
Sormayın , ispanyolca da bilsen kar etmiyor :) Bir de katalanca gerek. İngilizceyle her zamanki gibi işimizi görüyoruz.

Dil problemini de hallettik.. Bu sefer BAŞLAYALIM artık gezmeye.
Şeker bayramının 1.günüydü. Bus Turistic otobüsüne atladık.
Zamanınız kısıtlıysa - kimin bol oluyor ki-  bus turisticler birinci tercihiniz olsun.
Elimizde haritamız, fotoğraf makinamız, kulağımızda kulaklığımız,  başladık seyre.

Barselona için açık hava müzesi demek az olur. Açıkta sanat tarihi dersi, dört tarafı açık güzel sanatlar fakültesi..
Tanrı da bonkör davranmış, katalan kullar da  sahip çıkmış. Bunların hepsi kabul; ancak Antonio Gaudi bu şehrin göbek adı.
Sagrada Familia'dan   (Kutsal Aile) BAŞLAYALIM . Etkilenmemek elde değil. İnadın , azmin simgesi gözümde.
Yurdumda müteahhitler kaçıyor da apartmanlar vaad edilenden bambaşka bir şekilde teslim ediliyorken , canım katalanın Sagrada Familia'sı  kaç müteahhit eskitiyor (!) bana mısın demiyor.
1882'de başlanan kilisenin yapımı devam ediyor.

Halkın yardımlarıyla yapımına başlanan kilisenin  bitmemesinin nedeni, hala sembolik olarak halkın yardımlarıyla yapımına devam edilmesi ve Gaudi'nin karmaşık mimari tarzının çözülmesinin güçlüğüdür. Ayrıca binanın çizimlerinin ve ilk yapım yöntemlerinin de 19.yüzyıldan kalması nedeniyle günümüz teknolojisine uyarlanması da bir başka zorluktur.
Gaudi, bazilikadaki büyük kulelerden yalnızca birinin bitimini görebilmiştir. Kuleleri tasarladıktan sonra bu kulelerin Barselona'ya gelecek olan gezginler için mükemmel bir karşılama olacağına inandığını belirtmiş ve kulelerin tepesindeki süslemelerin cennet ile yeryüzü arasında bir bağlantı sağlarmış gibi göründüğünü de ifade etmiştir. Gaudi şehirde yaptığı bütün yapılardan elde edilen geliri bu yapıya yatırmıştır.Kilisenin 2022 yılında tamamlanacağı söyleniyor.







...

Kiliseyi bir an için Barselona'da değil de memleketim Giresun'da olduğunu düşündüm.
Olabilecek muhtemel şeyler :
1- Keyfanılar * börek çörek çay ile  çalışanları besleme ve bunaltma. ''Ula oğlum haydi.. Yiyin de beslenin , çabuk bitirin. ''
2-Fındık zamanına denk gelme ve yapımda Adıyamanlıların çalışması . 
3- Gümüşgünlerinde ve kahvehanelerde- misal Sokakbaşı'nda- konuşulma.
''Bunlar da bi şeyi bitiremediler. Bitirecekler de daha turist gelecek bunu görmeye. (Hocam, olanını yıkmışsınız vaktiyle eyy gidi..Hayal benim kurgu benim, el ne karışır..) (Parantez iki : Yazar burada kendi insanına kızgındır. Yazamadan edemedim.)
4- Maaşlardan kilise için kesinti .. Yıllar geçtikçe homurtularda çoğalma. 
5- Olur da bir gün açılışı yapılırsa Gaudi'nin fotoğrafının üstüne peştemal bağlama . Giresun karşılaması ile açılış ..

...

Gaudi'nin iki dehasından bahsedelim ..  Meşhur La Ramblas 'ya gelmeden önce Passeig de Gracia Caddesi'ne *2 uğrayalım. Siz bu satırları nerede okuyorsunuz bilmem ama biz Ertekin'le in bin in bin derken hışır olduk *3
bus turisticlere :)
Bu cadde üzerinde iki şahane var. Akıl sır ermiyor. Gaudi dahilikle delilik arasında güzel bir yerde. 
Casa Batllo, tekstil üreticisi Josep Batllo i Casanovas 'ın siparişiyle , diğer Gaudi yapıtlarının aksine varolan bir yapının dönüştürülmesiyle hayata geçmiş. 1906'da bitirilmiş. Binanın Aziz George'un ejderhayı öldürmesini temsil edildiği söyleniyor.  Balkonlar ejderha kafasına benziyor zaten. Ön cepheden çatısı da ejderhanın pullarına.  Bana kalırsa bir masal evi.. 

Casa Mila, Gaudi'nin çılgınlığının tescilidir. Dış cephesi sanki bir dalgalı kadın saçı. 1906-1910 yılları arasında yapılan Casa Mila , La Pedrera (Taş Ocağı) adıyla da bilinir ve yine Passeig De Gracia Caddesi üzerindedir.  
Yazları çatısında klasik konserleri de oluyormuş. Ne hoş :)
Casa Mila ve Casa Batllo'nun içlerini gezmek için önceden randevu almakta fayda var. Kapılarının önündeki kuyruğu görseniz, bu insanlar haftaya içeri zor girer dersiniz. Çatıları görmek için ayrıca para ödemeniz gerekiyor. 
Bense Barselona'ya bir daha gitmeye sebebim olsun diye içlerine girmedim. 
(İçini gören arkadaşlarım arasında , dışı içinden güzel diyenler de yok değil. Bir dahaya bıraktım ben de.)







...

Park Güell...
Hansel ve Gratel'in şekerlemeden evlerini bilir misiniz?
İşte burası olsa olsa orası .. Barselona 'da oturacak olsam buraya yakın olmayı isterdim galiba. 
1910'da sanayici Eusobio Güell , Barselona'nın üzerinde yükselen çorak tepede bir özel site yapması için Gaudi'ye sipariş vermiş . Ortak kullanım alanları olabilecek  bir bahçe -şehir olmasını planlamışlar ancak evlerden yalnızca ikisi tamamlanabilmiş. ( Gaudi bi işi de tam bitir daha) 
Bu haliyle kalan Park Güell halka  açık en özgün yerlerden biri haline gelmiş..
Parkın en ilgi çekici yeri , kırık renkli fayanslardan yapılmış dalga dalga uzanan banklar.
Park Güell'e ilk çıkarken ortada yine fayanslardan oluşmuş ve Barselona'nın simgelerinden biri haline çok renkli ejderha heykeli bulunur.
Park Güell' e giriş ücretsiz. Yakın zamanda ücretli olacağı söyleniyor. ''MSN paralı olacakmış.'' gibisinden bir söylenti mi bilmem . :)

Ben en çok burayı sevdim diyebilirim.
En çok Park Güell'i   sevdim. Burada Küçük Prens'e rastladım. O olmalıydı. Kitabın yazarı gibi fransızdı üstelik.






...

Tibidabo. 
İlla gidin görün diyeceğim bir yer değil. Ama buraya ulaşması keyifli :) (Füniküler faslını kastediyorum ) Elimizdeki bus turistic haritası,  bize ''Burada in''  dedi. İndik:) İndiğimiz yerdeki metro istasyonu görevlisi bir otobüs numarası verdi. Barselona Büyük Şehir Belediyesi'nin (!) şimdi numarasını anımsayamadığım bir otobüsüne bindik. Otobüste adamın birisine daha sorasımız geldi. Siz siz olun sevgili okur, bir kişiye sorun. Adam bize öyle bir ''Burda inin '' dedi ki , ''Acaba biz nereye gidiyorduk da son anda kurtardık ? '' derken ,birden  inmedik otobüsten. İçinden gelen sesi dinle ! (Çelişki)
 Bizi yolumuzdan döndürecek  adam için  ''Bu adam kesin yunandı haa..'' diye de gülüştük Ertekin'le.
Size bunları niye anlatıyorum.. Azacık siz de yorulun, öyle rahat gezme yok. :)) Bitmedi..Tibidabo'ya fünikülerle çıkılıyor. Sarı - lacivert olan vagonlar kalbimizi çalıyor.. Tangur tungur yola çıkıyoruz. 

Tibidabo'da her dilden  ''Hoşgeldiniz'' yazıları yazan büyükçe bir duvar karşılıyor bizi.
Badi Ekrem gibi ağlamaklıyız. 

'' Bu yaz nerdeydim çocuklar? İşte burda , olimpiyatlarda. Kalbim kırık bir şekilde döndüm. Bütün milletlerin marşı çalındı. Ama bizimkiii (hüngür) bizimki...'' :((
Derya'nın B Planı , bu duruma da bir çözüm üretiyor elbet  !..

Tibidabo , latince ''size sunuyorum '' demekmiş. Buradan tüm Barselona ayaklarınızın altında. Şeytanın İsa'yı bu muhteşem manzaralı tepeye çıkarıp ayakları altında serili dünyayı ona sunmasının betimlendiği Günaha Çağrı sahnesinden esinlenilmiş.
Tibidabo' da bir de meşhur bir lunapark var Parc d'Atraccions . 1908'de açılmış lunaparka ve 1980'lerde yeni oyuncaklar gelmiş. Tibidabo'nun zirvesinde bir kilise, bir de aşağıda bir kilise mevcut. Üstteki kilisedeki asansör , tepedeki İsa figürünün ayaklarına kadar çıkarıyor.
Aşağıdaki kilisede güzel bir dua..Ve ömrümde ilk kez bir kilisenin içini güzel fotoğraflayabiliyorum.





Biz Poble Nou'da kaldık . Buradan hem Sagrada Familia hem de Tibidabo görünüyordu. Meğer Tibidabo'daki İsa heykelini evden göremiyorsak gitmemeliymişiz. Ayça ve İhsan da ilk günden oraya da gidebileceğimizi (Planladığımızdan daha fazla yere gitmiştik  birinci günden )  tahmin etmediklerinden ilk günden söylememişler. . Tibidabo'ya 5 dakika daha geç çıksak hiçbir şey göremeyecekmişiz. Birazcık görebildik biz.Sis çökmüştü.   Olsun. Gezmek biraz da macera..Biraz da şans!.. 
Park Güell' e çıkarken nasıl bir yağmura tutulduğumuzdan bahsetmedim. İhtiyaçtan aradığımız şemsiyenin desenlerini seçtiğim konusuna gelmeyeceğim, Ertekin de burayı okuyor.. Benimle gezmek enerji ve sabır ister :)

...

Biz bugün çok yorulduk.
Hop onn hop off :) *4  derken..
''Hop Tibidabu Tibidabu, yokuşu beni yordu '' *5
Biraz dinledindikten sonra ikinci fasılda görüşmek üzere..
Daha BAŞLAMIŞ sayılmayız.
Holaa!..
... 
* Keyfanı : Giresun'da yaşlı teyzelere verilen ad.
* Passeig de Gracia : Las Ramblas ve Katalunya Meydanı'na yakın meşhur cadde
* Hışır olmak : Giresunca çok yorulmak . Eskimek anlamında da kullanılır.
* Hop on hop off : sürekli inilip binilerek (oysa binilip inilse daha mantıklı) gezilen bus turistic otobüslerinin diğer adı 
*Bir Ordu türküsünden uyarlama..
...

Bu yazıyı yazarken ne dinledim?