15 Mart 2012 Perşembe

Kar-postal

Bu yıl kış usandırdı değil mi?
Hadi ona bir mektup yazalım, kart atalım :)

''Sevgili ve Sayın  Kış,
Hadi kış kış !.. ''

:)

...

Bir kağıtla ne yapılabilir?
Şiir, roman, öykü yazılır. Resim yapılır. Origami yapılır. Yelpaze yapılır.Uçak yapılır.Kopya yazılır.:)
Mektup yazılır ki ennn sevdiklerimden zaten.
Kayık yapılır. Tuzluk- biberlik yapılır. (Ali-Veli  49-50 :) )
Ders dinlerken canın sıkılır, çiziktiriverirsin üstüne. (Ne kadar sıkıldığın o kağıttan belli olur)
Pilavı demlerken kullanırsın.. (Aman tanrım ilk akla gelenlerden biri bu..)

Bir şiir geliverdi aklıma..Baktım konu kağıttan pilava geldi, en iyisi mi şiire kulak verelim.
Aklımda kalanla da yetinmeyelim , hz.google'a soralım sevgili okur:)


''Herşey yapılabilir
Bir beyaz kağıtla
Uçak örneğin, uçurtma mesela.
Altına konulabilir
Bir ayağı ötekinden kısa olduğu için
Sallanan bir masanın.
Veya şiir yazılabilir
Süresi ötekilerden kısa
Bir ömür üzerine.. Y.Erdoğan''

...

Kağıtları çok severim. Ne desem yapıyorlar. Her şekle giriyorlar..
Neler neler yapılabilir onlarla.. Renk renk kartonlarla...
Sıklıkla yer vereceğim. İşte bu da ilki.
Adı ''kar-postal'' olsun.
Bu seneki karlı kışlı pencere önündeki bir anımı donduruverdim böylece.


 Bu yazıyı yazarken ne dinledim: Pencere  Önü Çiçeği
 Bu yazıyı yazarken ne oldu: Kar yağdı kar!..Şeeey..Postaneler kaçta açılıyordu?! :)

Düşler Tarihi Müzesi. Ve İşte Karşınızda İSTANBUL OYUNCAK MÜZESİ


Bir Sunay Akın şahanesi
İstanbul Oyuncak Müzesi..
Bu güzel insan için söylenecek o kadar çok şey var ki...
Benim için, bizim için Sunay Akın'dan bahsederek başlayalım işe.

Biz müthiş bir ekiptik sevgili okur. Ayşegül Derya Selin. ADS. ''A''cele ''D''ostluk ''Se''rvisi.
Ayşegül'ün babası Erol amca, sacayak bacakları takmıştı adımızı. Birçok hikayede bu üçlüden bahsedeceğim zaman zaman
ADS diye kısaltabilirim. Şimdiden alışalım.
Dün gece, biriken gazeteleri eritiyordum da Dr. Mehmet Öz'e ait bir tanıma rastladım. F Vitamini.
İnsan hayatı için A, B, C...vs. vitaminleri önemlidir de F vitamini de önemliymiş. İnsan neler öğreniyor hayatında. ''Friends vitamin''miş efendim.. Arkadaş vitamini. İşte benim vitaminlerimin en hasıdır Ayşegül ve Selin.
Giresun'da yaşıyoruz. Liseliyiz. Yıl 2000-2001. Hayallerimiz bizden taşmış. İşte bu hayallerin kabıdır Sunay Akın şiirleri. Sayfa sayfa halidir. İlk önce ''Antik Acılar''  dikkatimizi çekiyor. Sonra ''Makiler'', ''Kaza Süsü''.  Kimse tanımıyor o zaman Sunay Akın'ı. Yüzünü görmemişiz zaten biz de. Hatta Selin kadın sanıyor. Ekranda görüyoruz sonra. Sanırım Beyaz Show programıydı.  ''Aa erkekmiş.''

Üniversiteye başlıyoruz. Her birimiz ayrı şehirlerdeyiz. ''62 Tavşanı'' çıkıyor. Telefonlaşıyoruz. ''Ben aldım sen de aldın mı? ''

İstanbul'daki ilk günlerimdi. Henüz birkaç ay olmuş geleli. Bir o kadar da yabancıyım İstanbul'a.  Yer: CNR fuar alanı. Aylardan aralık. Sunay Akın'ın  o gün orada olduğunu bilmeden gitmişim. Vee artık benim imzalı bir kitabım var. ''Onlar Hep Oradaydı'' . Oracık da bütün hikayemi anlatacak kadar heyecanlıyım.
Çınar Yayınları'ndan çıkıyor kitapları o zaman. Kapaklarını da çok sevdiğim bir yayınevidir Çınar Yayınları. Başka  ADS keşifleri  olan Akgün Akova ve Düş Hekimi Yalçın Ergir'in kitapları da bu yayınevinden çıkar.
Kapakları da harikadır. (Kapak bence çok çok önemli)

Bloğumun kuruluşu 14 Mart'a denk gelmemiş olsaydı ilk yazılarım bu üç efsane yazarla ilgili olacaktı. Yine de ilk yazılarımdan olduğu için onların uğurlarına inanıyorum. Nedir bu yazarın ortak özellikleri ?
Hayal kurmanın ''boş iş'' olarak tanımlandığı  bir ülkede, hayallerini gerçekleştirmiş olmaları. Çocukları çok sevmeleri, önemsemeleri. Masal kahramanı olmaları. Sözcüklerle resim yapmaları.

...

Derken takvimler 23 Nisan 2005'i gösterir. Düşler tarihi için çok çok önemli bir gün.
İstanbul Oyuncak Müzesi kuruluyor.
İstanbul'un nadide semtlerinden Göztepe'de, kocaman apartmanlar arasında bir konak. Kapısında konağın boyunca ''İstanbul'da Bir Zürafa''. Değerli bir muhitte olan bu konağı müteahhite verip, apartman dairelerine sahip olmayı ''akıl edememiş'' (!) , çocuk kalpli insan Sunay Akın.

Aslı astarı, bilimsel bir dayanağı var mıdır bilmem. Gökyüzüne bakarsınız, yıldızı bolsa, hava yarın güneşli olacaktır. O güzelim konak, müze haliyle, o koca koca apartmanların arasında gökyüzündeki tek yıldız gibi. ''Yarınlarımız'' güneşli olabilir sayesinde, aydınlık olabilir. Hayal kurmanın önemini hatırlatır bize çünkü.
Hayal gücü pek çok şeyden önemlidir. Sunay Akın kitaplarında da programlarında da sık sık şundan bahseder. ''İnsanoğlu Ay'a gitmeden bunun oyuncağını yapmış.  Ay'a onlar değil de biz mi gidecektik?''

İstanbul Oyuncak Müzesi'ni görmek için mutlaka zaman ayırın.
Elimde birçok fotoğraf var daha önceden çektiğim. Ama içlerinden sadece birini yayınlayacağım.
''Bir tahta at''.
Müzenin tavan arasında bu at.
Daha önceden hikayesini bildiğim için, tahta atı görünce bir gülümsemedir yayıldı yüzümde.
Efendim bu düşler mekanının ilk oyuncağıdır bu tahta at. Sunay Akın, eşi Belgin hanıma gösterir bu güzelim tahta atı. Müze artık kurulmuştur. Önce düşlerde..Sonrası malum...

Düşlerine sahip çık sevgili okur. Çoğalt onları!..

http://www.istanbuloyuncakmuzesi.com/





Bu yazıyı yazarken ne dinledim: Fuat Saka - Seçmeler 1.
:)