26 Mart 2013 Salı

Derry Ertekino Barselona 2





Sevgili okur,
İyisiniz umarım..
Bu yılki cemreler için kötü yola düşmüş diyorlar.
Gelemedi gitti bahar..
Bekleyecek de değilim.. Elbet gelir..
Kendi baharımı yaşamak elbet benim elimde.
Enerji çalan insanlardan ve ne idüğü belirsiz havadan kaçalım yeter !..
Pencereyi açarım, içime bahar doluyorsa odur !..
Bulutsuzluk Özlemi'nden ''Güneşimden Kaç'' adlı şarkıyı ayrıca öneririm..

...

Yine kemerleri bağlayalım derim.
Gezmelere devam çünkü..
Derry Ertekino Barselona  2 :)
(1.sini okudunuz besbelli  ? :) )

...


Barselona deyince kimimizin aklına spor kulubü gelir  bilirim.
İşte ben de  Ertekin Küçükandonyadis'i siz sevgili Derya'nın B Planı okurları için  Camp Nou'ya gönderdim.
Katalanlardan gerisinin Nou Camp dediği stadın adı Camp Nou .
Dışarıdan oldukça bakımsız ve küçük görünen stat,  Avrupa'nın en büyüğü. 1957 yılında yapılmış ve seyirci kapasitesi bugün 98.772 .
Ertekin'in dikkatini çekenlerden biri stadın içindeki küçük kilisecik. Pek sevdim.
Başka ülkelerden Barselona'da oynayanlar da unutulmamış .. Ekranlardaki ülke bayraklarını tıklıyormuşsunuz, Barselona'da oynamış futbolcu varsa adı sanı dökülüyormuş :)
Stada girmek, bir iki de hatıra fotoğrafı çektireyim diyorsanız en fotomontajlısından, pamuk eller cebe..
Futboldan çok çok anlasam   Camp Nou'ya giriş kuyruğunda ben de yerimi alırdım.
Siz de onlardansanız, Stadı es geçmeyin derim.
Bizim Leftertekin bey pek mutluydu..




 
   (Ertekin'in ''Kıramadım '' diye yayınladığı fotosudur)


FCBarcelona bildiğim kadarıyla lisanslı ürün çeşitliliğiyle de dünyadan 1.sırada.
Aklınıza gelebilecek her şeyin FCBarcelona'lısı var.
Forma almak içinse bir sezon geçmesini bekleyin deriz, nispeten ucuzluyorlarmış.
Normal souvenir (hediyelik eşya) dükkanlarında da FCBarcelona ürünlerinin birkaç türünü uygun fiyatla bulabilirsiniz.
Souvenirciler hintlilerin elinde.
La Ramblas üzerindekiler daha pahalı olur gibi düşündümse de tam tersi oldu.. Pazarlık edin sonsuz enerjinizle ..
Canından bezdirdiğim hintli kardeşlerime sevgilerle..
Ha unutmadan , havaalanındaki son dakika souvenirlerine  de saldırın.. Beklenmeyecek  bi şekilde normal fiyatlar..
Daha da elin memleketine fazla para bırakmaya gerek yok.. Her şey var memlekette çok şükür..
Özel zevkiniz neyse, kitapçı gezmektir, parti malzemesi satan dükkanlardır, konsept mağazalardır onlara bakın tabii. (Benim özel zevkler belli oldu zaar )

...


''Yediğin içtiğin senin olsun , gördüklerini anlat '' diyen sevgili okurum, buradan sonra senin için ne yaparım bilemedim.  Yediğim içtiğime geldi sıra .
Gitme n'olur gitme.. :)

Barselona'nın meşhurları '' Tapas ve paella ''
Tepe tepe tapas yemekten paellaya sıra gelmedi, ancak tapasın hakkını verdik.
Paella deniz ürünleri içeren pilav diye açıklanabilir.
Rastgele bir tapascıya gitmedik biz. Ayça ve İhsan sağolsunlar bizi kendi tapascılarına götürdüler.
Barcelonata 'da (Küçük Barselona)  '' La Bombeta '' (kelime anlamı bombacıklar)  adındaki tapasçıda bombaları götürüp , minik su bardağındaki şarapları içerken kendimizi kaybetmişiz..
Ancak buradaki tapaslar bildiğimiz tapaslardan değil..
Benim buradaki favorim ''pimientos de padron'' ve yine fotoğrafta göreceğiniz patatesli sarımsaklı bombalar.
Pimientos de padron minik tatlı biberlerin tuzla ovulup ,  yağda kızartılmasıyla  oluşuyor.
Biber sevmeyen biriyimdir normalde, bu da kayıtlara geçsin efendim.
La Bombeta'da şu yazılı '' İngilizce Konuşmuyoruz Ama Felaket Bombas Yapıyoruz.''





Ayça ve İhsan anlatmadan bilmiyorduk elbet. Sanıyordum ki tapas, sadece ekmek üstüne konulmuş çeşitli et ve et ürünlerinin şişe batırılmasıyla oluşmuş bir yiyecektir.
Yaygın olarak tapas böyle bilinir.   Aslında bu tapaslar '' Pinchos / Pinxos (şiş, kürdan anlamında) ''  adıyla anılır  ve bask türü tapas olarak geçiyormuş. İnce bir dilim ekmeğin üzerine konan salam ,sosis, ton balığı vs.nin şişe geçirilmesiyle oluşuyor.
Barselona'da sarımsağı sevmelisiniz, yoksa aç kalmanız kaçınılmaz.
Çok çeşitli pinchoslar var. Yine Ayça & İhsan şansımızı kullanıyoruz :) Önerileri dinliyoruz.
Tabağınıza pinchosları dolduruyorsunuz, gidip masanızda yiyorsunuz. Kimse  kaç tane pinchosu  tabağınıza doldurduğunuzun çetelesini tutmuyor.  Masaların üzerinde metal bir bardakçık var. Kürdanları oraya atıyorsunuz. Hesabı istediğinizde, garson gelip kürdanları sayıyor. Şimdiiii,  eminim herkes aynı şeyi düşündü.. (Türk olmayan sevgili  okurum, sözüm sana değil )
'' E atarlar kürdanları, çantalarına koyarlar. Bu nasıl iş ? '' dediğimizde Ayça  '' Bunu yaparlarsa , bu kadar güzel tapas yiyemeyeceklerini bilirler. '' dedi..İşte medeniyet.. İşte hukuk.. İşte yaptırım !..

Pinchoslara kandığımız yer de Bilbao Berria. Burası da Plaça Nova'da.

...

Tatlı olarak ''Catalan Creme '' denenebilir. Creme Brulee'nin amca çocuğu..
Sevdim katalan kremi ; fakat kazandibini elbette yeğlerim..
Hımm ne derler ''Bi kazandibi değil.'' :)


Gel gelelim içki mevzuuna.
Sangria buranın meşhuuur şarabı. Gazozlu şarap etkisi..İçinde elbette gazoz yok. Portakal, greyfurt, limon suyu, şekerli içeriği bu hissi yaratıyor. İçkide şekeri pek tercih etmediğimden, sangriayı da denemekle kalıyorum.
Yeni başlayanlar için içki kursu olsa birinci kuru sangriayla verebilirsiniz..
İçimi oldukça rahat. Ne diyeyim iyi has :)

Türkiye'deki irish pub azlığından olsa gerek , biz de bulduğumuz bütün publara girdik.. Bira çeşitliliği şahane.. Bir kirazlı bira içtim ki tadı damağımda..
Cadılar bayramı zamanı orada olduğumuz için publar da ayrıca pek süslüydü..




...

En meşhur caddeyi en sona bıraktım :)
Las Ramblas !..
Katalunya Meydanı'ndan Cristoph Colomb  heykelinin olduğu ve sonunda da marinaya bağlanan cadde . Yine Ayça & İhsan'dan öğreniyoruz ki her semtin bir ramblası varmış. Arapça bir sözcükmüş hatta rambla.. Anlamı nehir yatağı..
Geniş bir kaldırım düşünün ve sağından solundan araba yolu. Rambla işte budur. En bilindik rambla da bu rambla.
Barselona'da bir gününüzü buranın altını üstüne getirmeye ayırın.. Ertekin Camp Nou'dayken ben tek başıma bunu yaptım.. Minik kafeler, dükkanlar, minik eskiciler hepsi sürpriz gibi çıkacak karşınıza. Hatta ara sokaklardan meydanlara bağlanacaksınız umulmadık şekilde..
Barselona'nın marinasını turlayın sonra.. Ülkemizdeki marinamsıları unutun..







...

Las Rambla üzerindeki La Bouqeria adlı pazar mutlaka uğranacak yerlerden. Burası Avrupa'nın en büyük gıda pazarlarından biri.
Denizden ne çıkmış, olduğu gibi tezgaha konmuş. İstiridyelerin ağzı iple bağlı .. Ne alaka diyorsunuz , bağlanmasalar açılıp kapanırlar çünkü diyorlar. Birçok kabuklu deniz hayvanı tezgahta dans ediyor zaten.
Benim gibi  deniz ürünü tutkunuysanız, önce gözünüzü bir doyurun burada.. Sonra akşam Ayça'nın ellerinden afiyetle yiyin..
Doğma büyüme giresunluyum, denize doğduk neredeyse :) ama böyle ziyafet  görmedim..
''Derya kuzusu bunlaaar '' diye bağırasım geldi..
Bu harika pazarda dikkati çeken birşey daha varsa o da balıkçıların genelde kadın oluşları.
Balık böcek ne varsa yedik..Elbet rakımızı içtik.. Katalanın bir rakısı yok bak .. Ayıp onca balığa böceğe..
Neyse ki ve illa ki Ayça & İhsan'da var :)
Bizim kadar şanslı değilseniz - Ayçalarda kalmasak nerede yiyecektik bu pazarın şahanelerini?- buyrun meyve suyuna.. Aklınıza gelecek bütün meyvelerin çeşitli karışımlarla suyu hazırlanmış. Çok yoğun sulardan içmeyin derim.. Hindistan cevizli sarı bir şey içtim ve o tadı (!) nerede olsa tanırım  galiba..





...

Las Ramblas 'dan marinaya doğru ilerlerken sağ tarafta 83 numarada Antigua Casa Figueres adlı binayı göreceksiniz. Burası 1902'de yapılmış . Katalanın elinde olduğundan başına halen bir iş gelmemiş..Şu anda Escriba adlı pastane burada hizmet vermekte. Pastanenin vitrininde çok çok eski kurabiye ve çikolata kalıpları sergileniyor. Kocaman bir alkış Las Ramblas No: 83 'e :)



...

Barselona'nın gecesi bir başka alem.
Akşam yemeklerini geç yediklerinden mekanların dolması 02.00'yi buluyor.
Sabahın ilk ışıklarıyla bindiğimiz metroda eğlenceden dönenlerle metro,  iş çıkışı kalabalığındaydı..
Mekan bilmediğimizden , kalabalığı takip edelim dedik. Düşündük ki bizim Asmalı'da ya da Tünel'de olduğu gibi belirli yerlerde bir yoğunluk vardır. Eğlence sokaklardan taşıyor oysa .
Akışına bırakın!..
Kafamıza taktığımız birçok şey gibi..

 
   Katalunya Meydanı
...

Eğlenceye ve keyfe düşkünlükleri, aykırılıkları, coşkuları , gerçek bir akdenizli oldukları için kendimi katalan ilan ettim. Yaygın bir katalan kadın ismiymiş Montserrat.  Bu hem bir dağ adı, hem de dünyaca ünlü katalan soprano Montserrat Caballe adlı bacıma da isim olmuş..
Bundan sonra bana da Montserrat densin..

Montserrat'ın B Planı !..

...

Gezmeler ve yeni keşifler hayatınızdan hiiiç eksik olmasın.
Yeni tatlar , güzel kokular, ışıklar da..

Ayça & İhsan'a özel teşekkür..
Ne desek eksik kalacak .. Sizi seviyoruz!..
....

Uçağımızın kalkmasına 2- 2,5 saat vardı..
Serindi , güneşliydi..
Denizde kimsecikler yoktu..
Girer miydik giremez miydik?
Deniz kenarına iner bakardık.
Dar vakitti , önemli değildi..
Gittik baktık..Eve koştuk, mayoları giydik..
Çocuklar gibi şendik..
Paçalarım ıslaktı hava alanına girdiğimizde..
Kurudu !..
 :)

...

Bu yazıyı  yazarken ne dinledim ?